Telefon
WhatsApp
MAVİAY DERNEĞİ Genel Başkanı ;  ZİYA CAN KOÇAK

MAVİAY DERNEĞİ Genel Başkanı ;

ZİYA CAN KOÇAK

Bilim İlim ve Zaman temeline dayanan  bir amaçla yola çıktı ve

 “BİZ”  dedi kolları sıvadı ve çalışıyor…..  çalışıyor….. çalışıyor…….

 

“Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

 M.Kemal Atatürk

Ziya  Can Koçak kimdir ?

Savunma Sanayi Başkanlığına telkinde bulunarak 2019 yılından itibaren SSB ARGE Daire Başkanlığına bağlı KBRN müdürlüğü kurulmasında etkin bir rol oynarak, Buna paralel olarak 29.05.2023 tarihinde Ankara’da ilk TBMM’nin yer aldığı tarihi ve dini bir semt olan Hacı Bayram mahallesinde her tür doğal/yapay afet/tehlike ve tehdide karşı tam fonksiyonel kapasitede özel ve evrensel  bir tüzük ile MAVİAY DERNEĞİNİ kurmuştur. Halen Genel Başkanlığını yürütmektedir.

Erzurum doğumlu ama aslen Artvin Yusufelilidir. Evli olup üç oğlu vardır.

İdeali pilotluk yapmak olduğundan Lise son sınıfta THK tarafından Eskişehir İnönü’de verilen paraşüt kursuna katılmış ve başarıyla tamamlamıştır. Ancak dayısının Şehit Cengiz Topel ile aynı filoda bir savaş pilotu olması nedeniyle savaş pilotlarının zorluklarını bizzat yaşayarak bilen annesi tarafından Hava Harp Okuluna gitmesi engellenmiştir.

Liseden mezun olunca Ankara yeni sanayide bir arkadaşıyla ortak yedek parça dükkânı açmış ve süreç esnasında üniversiteyi kazanarak her ikisini bir süreliğine bir arada yürütmüştür. Ancak iş ve okul bir arada zorlayıcı olduğundan işi bırakıp okuluna devam etmiş ve Endüstri Mühendisi olarak yine Ankara’da üniversiteyi bitirmiştir.

Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra Galkon Galvaniz ve Konstrüksiyon Fabrikasında çalışmaya başlamış ancak askerlik hizmetini bir an önce yapmanın kesintisiz iş hayatı için çok önemli olduğunu görüp TC. Milli Savunma Bakanlığına bir dilekçe vererek erken askerlik kararı aldırıp askerlik hizmetine başlamış ve asteğmen olarak askerlik hizmetini başarıyla tamamlamıştır.

Askerli hizmeti biter bitmez Kara Kuvvetleri Komutanlığının açmış olduğu “Verim ve İşletme Uzmanı – Endüstri Mühendisi” sınavını 460 kişi arasından birincilikle kazanarak 657 sayılı kanuna göre devlet memuru olarak çalışmaya başlamıştır.

İş hayatında büyük başarılar gösterdiğinden kısa zamanda “Yenileştirme Plan Uzmanı – İstisnai Devlet Memuru” kadrosuna atanarak çalışmalarına silahlı kuvvetler bünyesinde devam etmiştir.

Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİE) gazetelere verdiği bir ilan ile kamu kurumları arası mülakat sınavı ile memurlara tanınan yatay geçiş ile mühendis alımına başvurmuş ve mülakatta büyük başarı göstererek memuriyet hayatına EİE’de devam etmiştir.

Neden o Kurumu Tercih Ettiniz ?

EİE’yi tercih etmesinde en büyük nedenlerden birincisi; aşığı olduğu peygamberimizden sonra hayranı olduğu Atatürk’ün bizzat talimatıyla 1935 yılında çıkarılan özel bir kanuna göre bu kurumun kurulmuş olması, ikincisi ise Çoruh nehri üzerinde kurulan dev baraja ismi verilen mühendis İbrahim Deriner’in  yanı sıra Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi ülkemize iki Cumhurbaşkanı ve pek çok değerli siyasetçi ve teknik adam yetiştiren bir kurum olmasıdır.

Bu kurumda hangi görevlerde bulundunuz ?

Başta çok iyi bilgisayar programcısı olması ve savunma alanının yanı sıra enerji alanında da temel mühendisliğinin gelişmeye başlamasında EİE’de çalışmasının büyük rolü olmuştur.

1997 yılının Aralık ayında bizzat Genel Müdür görevlendirmesiyle Japonya da JİCA adı verilen kuruluşta Enerji, Enerji Yönetimi ve Çevre alanında yurt dışı eğitimlerini büyük bir başarı ile bitirerek 1998 yılının Mart ayının sonunda ülkesine dönerek EİE’de ki görevine devam etmiştir.

Bu kurs esnasında ülkemizden farklı kurum ve alanlarda iştirak eden özellikle Savunma alanında kurs gören diğer kursiyerlerle ilişkisini ülkesine döndüğünde de devam ettirmiş ilerleyen yıllarda farklı kurumlarda olmalarına rağmen başarılı pek çok projeye isimsiz kahramanlar olarak imza atmışlardır.

Çalışmalarınızdan ne gibi sonuçlar aldınız ?

Japonya JICA kursu esnasında  EİE Yenilenebilir Enerji ile ilgili Rüzgâr Enerjisi Şube Müdürlüğü görevleri kapsamında Japon yetkililer ile kurduğu olumlu diyalog sonucu JİCA kurs tarihinde ilk defa bir kursa ilave yapılmış ve Mitsubishi Gemi Üretim fabrikasında yapılan rüzgâr enerjisi türbin üretim tesisi gezilmiş ve Japon yetkililerden 500 milyon dolarlık sıfır faizli ama sadece Mitsubishi rüzgâr türbinleri kullanılması ve mutlaka devlet projesi olması koşuluyla ülkemize bir finans kaynağının aktarılmasını sağlamıştır.

Karşınıza çıkan zorluklar neler oldu ?

“Her ağacın kurdu kendindendir.” Kerkük atasözünde olduğu gibi ülke içerisinde her zaman bulunan şer odakları tarafından 500 milyon dolarlık bu finans kaynağı o zamanki tabiriyle hortumlanmak istenmiş ancak savcılık talimatıyla başlatılan “BEYEZ ENERJİ” operasyonuyla Enerji Bakanı dâhil 7 üst düzey bürokrat görevden alınmış hatta bakan yüce divanda bile yargılanmıştır.

Bu olay ülkemizin rüzgâr enerjisine geçişini 10 yıl geciktirmiş ve ancak 2007 yılında ülkemiz bu enerjiden faydalanmaya başlamıştır.

Bundan sonraki yeni yol haritanızda hangi görevlerde bulundunuz ?

2002 – 2006 tarihleri arasında TBMM Özel Kaleme bağlı olarak bir partinin grup başkanlığında teknik danışmanlık yapmış ve çok çeşitli projelerin ülkemizde hayata geçmesini sağlamıştır. Teknik Danışmanlığını yaptığı Grup Başkan vekili olan milletvekili Bakan olunca affını isteyerek geri EİE Genel Müdürlüğüne dönmüş, EİE’nin kapatılmasına ve Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü olmasına karşı çıkmış bir süre daha burada çalışıp yeni genel müdürlüğe katkı sağlayarak 02.01.2013 tarihinde devlet memurluğundan emekli olmuştur.

Emekli olunca neler yaptın ?

Emekli olmadan bir yıl kadar önce MIT (ABD Üniversitesi) ve TOYOTA (Japon Otomobil Firması) tarafından düzenlenen dünya proje yarışmasına iştirak etmiştir. Dünya çapında bütün ülkelerin katılımına açık ve pek çok ülkeden 2858 takımın katıldığı bu yarışma kuralı gereği (eşi ve bir arkadaşı dâhil) PEMBE rumuzlu en az üç kişilik grup kurarak iklimlendirme alanında dünyada bir ilk ve yeni bir ürün ile 7 ay süren dünya proje yarışmasında yerini almıştır.

İlk etapta 30 yarı finalist akabinde 9 finalist nihayetinde Enerji ve Çevre alanında tek proje olması ve ODTÜ den olumlu görüş alınması nedeniyle bütün kuruluş masrafları yarışmayı düzenleyenlerce karşılan PEMBE Ltd. Şti’nin eşiyle birlikte 26.06.2012 tarihinde kurucu ortağı olmuş akabinde emekli olarak bu şirketin başına geçmiştir.

Ülkemizde ilk defa Türkiye İhracatçılar Meclisince (TİM) 2014 yılında düzenlenen İnovasyon Ligine (İnovalig) iştirak eden 460 dev şirket arasında 10. Akabinde 2015 yılında düzenlene İnovasyon Ligine katılan 488 firma arasında ise 7. olarak başarısını perçinlemiştir.

Japonya’da eğitimini aldığı çevre alanında karşılaştığı Etkin Mikroorganizmalar (EM) ve nano teknoloji ile ilgili çalışmalarına hız vermiştir. Bu kapsamda özellikle organik sıvı gübre (Nisa-ZCKC), takviye edici gıda(Nisau-118 ve 119 galaksi) ve ilaç (Nisa-118119) alanlarında NİSA serisi olarak adlandırdığı fikirden ürüne ilkesi kapsamında bu yeni, yerli ve milli ürünleri 2017 yılında ortaya koymuştur.

Akabinde 2017 yılında ülkenin güvenliği ve geleceği ile Türk İslam camiasının huzur, sağlık ve mutluluğu için başlattığı 3. Proje ise ülkenin ihtiyacı olan ve tamamen kendi organizasyon, bilgi ve çabalarıyla ortaya koyduğu Üretim ve İstihdam temeline dayalı Bilim İlim ve zaman (BİZ) destekli Verimlilik Başkanlığının Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulması çalışmalarıdır.

Verimlilik Başkanlığı Siyonist ve Evangelist sapkınların oluşturmaya çalıştığı dünya çapında bütün bozucu çalışmalarını boşa çıkaracak 13. Birimi oluşturarak bunu bir dosya halinde yine 2017 yılında başdanışmanlar aracılığıyla Cumhurbaşkanlığı makamına iletmiştir. Söz konusu dosya içeriğinde 2019 sonundan itibaren dünya çapında bir virüs salgını ve 2023 yılından itibaren oluşacak ülke içi yıkıcı depremlere karşı alınacak tedbirleri içermekteydi.

Söz konusu çok kritik bu dosya 2017 yılından itibaren 2023 yılına kadar pek çok defa Cumhurbaşkanlığı makamına, Emine Erdoğan, Sümeyye hanımların makamına hatta Bilal Erdoğan ve KADEM Vakfına nihai olarak elden, evrak kanalıyla tarih sayıyla, önce BİMER ve akabinde CİMER aracılığıyla, kargoyla nihai olarak PTT kargo ile Cumhurbaşkanı Genel Sekreterine Kişiye Özel bir şekilde gönderilmesine rağmen hiçbir sonuç ve tedbir alınmadığı için 2020 yılından itibaren bütün dünyayı sarsan Covid19 salgınında insanlık ve ülkemiz büyük yara almıştır.

 

 

 

 

“Covid19’a karşı çözüm aradım  ve buldum”

Covid19’a karşı şirketince geliştirilen ve daha önce bahsedilen NİSA serisi ürünlerin Covid19’a karşı etkisini değerlendirmek amacıyla tamamen kendi çalışmalarıyla oluşturduğu ve hiçbir kurum/kuruluş ve şahsa bir taahhüdü veya bağımlığı olmadan TÜBİTAK MAM’da ücretlerini bizzat ödeyerek sitotoksisite ve Covid19’a karşı antivirüs aktivite testlerine 2020 yılında başlamıştır.

18.02.2021 tarihinde açıklanan TÜBİTAK MAM test sonuçlarına göre dünya çapında binlerce laboratuvarda çalışma yapılmasına rağmen Covid19 un bir biyolojik saldırı olduğunu savunan Ziya Can Koçak’ ait üç ilaç adayı ürün tam bir başarıyla TÜBİTAK MAM testleri geçmiştir.

Söz konusu bu üç ilaç adayı dünyada Covid19’a karşı Faz1 hızlı geçiş Faz3 ilk ve tek ürünler olmasına rağmen bu çalışmalar bir şekilde engellenmeye çalışılmıştır. Bu gelişmeler ve TÜBİTAK MAM tavsiyesi üzerine NİSA serisi ürünler ilaç değil takviye edici gıda ruhsatı alınarak özellikle ülkemiz insanlarını hizmetine sunulmuş ve büyük bir taleple karşılaşılmıştır.

Akabinde bu ürünler esaslı başta kanser olmak üzere 31 çeşit değişik hastalık üzerine yapılan çalışmalar sonucu özellikle KANSER alanında büyük başarı yakalanmıştır. 2024 yılının BİZ Türk milletinin gayret ve çalışmasıyla kanserin sonu olacağına inancı tamdır.

 

 

 

Neden siyasete atılma kararı aldı ve ne yaptı ?

Nihai olarak 2023 yılından itibaren ülkemizde özellikle yapay depremler ile büyük yıkımlar oluşturulacağı 2017 yılından itibaren etkili ve yetkili makamlar buraya kadar arz ve izah edildiği gibi uyarılmasına rağmen dikkate alınmadığı hatta depremden 10 gün önce bile bir Cumhurbaşkanı Başdanışmanı danışmanı aracılığıyla uyarılmasına rağmen bir şey yapılmadığı görülünce Ziya Can Koçak tarafından Bilim İlim ve Zaman temeline dayanan BİZ adı verilen bir parti kurulmasına karar verilmiştir.

Anadolu Birliği Partisi Sosyal ve Teknik Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ziya Can Koçak siyasete nasıl başladı?

Zaman içerisinde bir takdiri ilahi sonucu Ziya Can Koçak’ın yolu Anadolu Birliği Partisi ile kesişmiş ve bu partinin kendi kuracağı BİZ partisi ile her şeyinin örtüştüğünü görmesi üzerine birlikten kuvvet, kuvvetten güç doğar güç ise oyunları bozar felsefesi gereği AB Partisi Sosyal ve Teknik Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak başta ülkesine akabinde bütün insanlığa hizmet vermek ve katkı sağlamak amacıyla yeni çalışmalarına bu parti ile birlikte başlamıştır.

Ülkeyi idare edenlerin ve muhalefetin bile millet ve insanlık için planladıkları, başladıkları ve ürettikleri hiçbir projeleri olmadığından millete ve insanlığa bir fayda sağlayamadıklarını gördüğünden Anadolu Birliği partisinin bütün insanlık için fikirden ürün ya da hizmete şeklinde fayda sağlayabilmesi için organize olma ve bu hedefe doğru çalışmalarına süratle devam etmektedir.

Kitap Çalışmalarınız hakkında bilgi verirmisiniz ?

Tamamen kendi eseri Ya Malikül Mülk adında ve ekinde Bilim, İlim ve Zikir (BİZ) tablosu bulunan yazdığı bir kitap 2019 yılında basılmış ve tükenmiştir. Yine editör aşamasında Ya Zul Celeli vel İkram ekinde insanlığın türeyiş tablosu bulunan, O ve BİZ adını verdiği ekinde Dilek ve İstekler tablosu bulunan Sosyal içerikli kitaplarının yanı sıra Teknik Tarihinin Kronolojik Cetveli adında editör aşamasında bir Teknik kitabı daha bulunmaktadır.

 Milliyetçilik  duygularınız hakkında  neler söylemek  istersiniz ?

Ülkesini kuran Atatürk’ün “Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” sözü doğrultusunda yaptığı derin çalışmalar sonucu içerisinde bulunduğu necip milletin Hz. Nuh peygamberin Siyonist ve Evangelistler tarafından gizlenen 8. Oğlu Turog/Turok/Türk soyundan türediği, günümüzden 4.000 yıl önce yaşayan atası Oğuz (Bilge) Kağana dayanan ve Oğuz (Bilge) Kağanında aslında Zulkarneyn makamında bir Hazreti kişilik olduğundan Asil bir kan ve Asil bir ruha sahip necip bir gruba ait olduğunu tespit etmiştir.

Oğuz kağandan epey sonra ortaya çıkan torunu Alp Er Tunga’nın İskitler (Sakalar) olarak bilinen ilk Türk devletinin kurduğunu bunun torunu olan ve Karadeniz’in ve zamanla kurulan Karahan devletinin isim babası olan Karahan’ın oğlu Mete hanın MÖ 209 yılında iktidara gelmesiyle ortay çıkan Hun imparatorluğunun devamı Türkiye Cumhuriyetinin bir ferdi olmaktan onur duymaktadır.

Bundan sonraki süreçte Siyasi Hedefiniz nedir ? 

Türk İslam sentezi yani Asil kan ve Asil Ruh birleşimiyle ortaya çıkan Bilim İlim Zaman (BİZ) temeline dayanan ve 13 sayısıyla sembolik bağı olduğuna inanan Ziya Can Koçak önce ülkesi ve sonra bütün insanlık için çalışmalarına var gücüyle yılmadan devam etmektedir.

Bu arada insanın aklına bir soru gelmektedir. Biz kaçıncı Cumhurbaşkanını seçeceğiz? Bu sorunun cevabı sadece ülkemiz değil insanlığı kaderini de şekillendirecektir.

 

ohrs

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!